Hepimizin hatta özellikle İstanbul'da yaşayanların her gün maruz kaldığı bir çiledir trafik sorunu.Ve insanı gerçekten her anlamda sınar, sabır çektirir ve hayatımızdan çalar bir nevi. Ben de her insan gibi İstanbul'da bulunduğum zamanlarda bu işkenceye maruz kaldım. Saatlerce beklediğim o trafikte, haliyle de düşünmek için epey bi' zamanım oldu. Öte yandan da aklım mantığım almadı yahu dümdüz yol da - kaza vs gibi ekstra durumlar hariç - neden saatlerce olduğumuz yerde kalırız dedim kendi kendime. Sonra bu terslikte bir iş var diyerek insanları izledim trafikte. Ne yapıyorlar da bekliyoruz? Ne yapıyorlar da trafik oluşuyor? Peki siz hiç düşündünüz mü neden ? Neyse arkadaşlar, şimdi çayınızı kahvenizi kapın ve gelin hep birlikte bu sorulara açıklık getirelim. Ve unutmayalım ki her şeyin başı eğitim !
Peki trafik nasıl oluşur ?
Önce trafik - daha doğrusu trafik sorunu - nedir onu tanımlayalım. Trafik, araç yoğunluğunun getirdiği bazı problemlerden - problem derken aslında insanların bilinçsizliği ve ya kendilerine göre uyanıklıkları diyebiliriz - dolayı A noktasından B noktasına daha geç ulaşmamızdır. Trafik sorununu meydana getiren klişe sebepler ise;
- Yoldaki araç yoğunluğu,
- Olumsuz hava koşulları,
- Trafik kazaları,
- Yol yapım çalışmaları
gibi birçok başlık altında sıralayabiliriz. Ama dediğim gibi bunlar klişe sebepler.
Bütün bu klişeleri bir yana bırakalım ve gelin hep birlikte Türkiye' de trafik gerçek anlamda nasıl oluşur onu irdeleyelim. Uyanık Ahmet abi, gel sende gel oku da ne yaptığının farkına var.
Şimdi dümdüz otoyolda gidiyoruz. Her şey normal ama bir de baktınız otoyolda bir tavuk ! Otoyolda tavuk ne arar demeyin. Tavuklar - belki tavuklara hakaret olacak ama diğer bir deyişle tavuk beyinliler - her an her yerde karşınıza çıkabilir. Bakın bu tavuğun sadece 1 saniye yola çıkmasıyla neler oluyor.
Gördüğünüz gibi, tavuğu fark eden araç anında duraksıyor. Ama ne yazık ki, arkasındakilerin tepki süreleri yeterince hızlı ve senkron olamıyor. Böylece tavuğun aslında 1 saniye gibi gelen geçisi üzerine insanın tepki süresi de eklenince hayli uzun bir süre ediyor. Ve tebrikler, artık nur topu gibi bir trafiğiniz var. Güle güle bekleyin, sakın sinirlenmeyin ama.
Ama bu yol tek şeritli kardeşim, Türkiye'miz de duble duble yollarımız var bizim olmaz böyle bir şey. Tek şeritli olan yollar değil belki de beyinler. Tek tip beyinler var ülkemizde. Herkes uyanık, herkes kendini akıllı sanıyor. Ama gelin bakalım, akıllı beyinlerin akıllı hareketleri nelere sebep oluyor.
Gel Mehmet abi, gereksiz şerit değiştirmen de çok güzel oldu bak. Hayır, dümdüz gidiyorsun sağa sola dönmeyeceksen, ne diye gereksiz yere şerit değiştiriyorsun ki? Değiştirdin de n'oldu, başın göğe erdi mi ? Gerçekten tebrikler, arkanda nur topu gibi bir trafik bıraktın.Önündeki biri de böyle yaparsa, sinirlenir ve trafikten şikayetçi de olursun şimdi sen.
Şimdi yukarıda ki animasyonda suç, kırmızı araçlar - yani Mehmet abilerin - gereksiz şerit değiştirmesi gibi duruyor. Ama arkadaki araçların da bir suçu var ki onu da ilerleyen kısımlar da anlayacaksınız. Neyse arkadaşlar, trafik bu ve bunun gibi sebeplerden oluşuyor. Ama bunun önüne elbet geçilebilir.
Ee yani, trafik nasıl oluşmaz arkadaşım ?
Öncelikle trafik sorununu azaltmak için, tamamiyle Türk! işi çözümlerden bahsedelim.
- Duble duble yollar yapılması, - ee birilerine rant lazım - ya da mevcut yolların genişlemesi.
Evet, günümüz Türkiyesi için makul bir çözüm olarak görülüyor kendisi. Ama belirli bir noktadan sonra ben çözüm olarak bulmuyorum bu yöntemi. Neden mi ? Yollar genişlese ne fayda beyinler gelişip bilinçlenmedikçe ?
- Toplu taşıma bilincinin yaygınlaşması. - bak yine bilinçlenme, yine eğitim! sorunu -
- Motor, bisiklet kullanımının artması.
İyi güzel diyorsun abi de, motorluların bu ülkede ki sorunlarını biliyorsun. Araç sahipleri nasıl davranıyor? Haklısın arkadaşım, haklısın sende haklısın ama n'apalım elimizde bunlar var.
- Bazı araçların günün belirli saatlerinde trafiğe çıkmayı engellemek.
- Mehmet abinin gereksiz yere şerit değiştirmemesi hakkında bilinçlenmesi. - hayal -
Bütün bunlar belki de sorunu biraz da olsa hafifletebilir. Evet ama sorunun çözümü için daha iyi bir yöntemim var. EĞİTİM !
Eğitim derken?
Her zaman söylerim, eğitimsiz bir toplumun bilinci olamaz diye. Bu bir gerçek. Eğitimli insanlar nerede ne yapması gerektiğini az çok bilir düşüncesindeyim. Neyse, eğitimsizliği şikayet etmek yerine harekete geçelim ve gelin sizi eğitim - öğretim hayatınızda yani gerek okulda, gerekse ehliyet alırken muhakkak karşı karşıya geldiğimiz ve son derece basit bir kuralla tanıştırayım. Hatta sadece sınavı geçmek için ezberlediğimiz, yahu gerçek hayatta ne işimize yarayacak diye sorduğumuz ama her daim uygulamaktan kaçındığımız kural. Takip mesafesi ! Şaşırdınız değil mi? Evet tüm yapmanız gereken sadece önünüzdeki araç ile aranızda ki mesafeyi korumak. Neden mi ?
Öndeki aracın ne yapacağını bilemeyeceğiniz için dibine kadar girmek her zaman sıkıntıya yol açar. Aniden önünüzdeki araç frene basarsa - kazalara da yol açabileceği gibi - siz de mecburen basıp trafik sıkışıklığına sebep olursunuz. Yukarıda ki tavuk olmak istemezsiniz değil mi ? Takip mesafesini korumak ise, ani fren yapmanızı engeller ve arkanızdakine de yeterli zaman verir. İşte trafiğin en basit çözümü bu: İnsanları eğiterek davranışlarını değiştirmek. Türkiye'de biraz hayalci bir yaklaşım oldu haklısınız fakat bu konuda 1 kişi bile bilinçlense ne mutlu bizlere.
Konuyu burada bitirmek isterdim ama durun bir dakika. Belki şuan için değil ama gelecek için benim hala bir umudum var. Son zamanların gözde konusu, otonom araçlar. Yani sürücüsüz kendi kendine giden araçlardan bahsediyorum. Gelecekte hepimizin hayatlarında yer alacağını tahmin ettiğim, ve belki de trafik gibi çoğu sorundan bizi kurtaracak bir çözüm yöntemi. Otonom araçlar, insanların aksine takip mesafesini koruyabilir ve aynı anda hızlanmak için programlanabilir. Hatta geçen ki konularda bahsettiğim nesnelerin interneti konusuyla birbirleriyle haberleşerek sorunsuz bir sürüş yaratabilir. Bu sayede insan davranışlarını değiştiremediğimiz nokta da, insan faktörünü ortadan kaldırmak mantıklı olacaktır diye düşünüyor, ve size iyi günler diliyorum.
Mutlu kalın, esen kalın, her daim bilinçli yaşayın !