"İsyan" Günlerinde Hissetmek

watch_later 07 Eylül 2016
comment Yorum Ekle
IMDb: 7,5/10
İzlediğimiz ve biz de iz bırakan filmlerden sonra tekrar tekrar izlenişlerde ilk izleyenleri kıskanmak... Her ne kadar sahneleri biliyor, replikleri ezbere söylüyor olsak da bazı filmler vardır ki aynı kaygı, aynı heyecan, aynı duygu yaşanır içeride. Size “Equilibrium” için bu garantiyi veremem ama eğer filmlerin baş yapıtlarından Matrix hayranı ve kitap okumada George Orwell'ı seviyorsanız bu filmin ideolojisini ve sahnelerini de seveceğinize inanıyorum.


Equilibrium 2002 yılı, Kurt Wimmer'in senaristliği ve yönetmenliğindeki 107 dakikalık dispotik bilim-kurgu eseridir. Aksiyon sahneleri ve ideolojik benzetmelerle Matrix benzeri bir film kabul edilegelmiştir. Ayrıca Chaplin'in “Modern Times”ındaki otomatikleşen ve sürü haline gelen insan halini gösteren sahnenin bir benzeri de yapıtta yer almaktadır. Filmde 3. Dünya savaşı sonrası dünyadaki bir nevi “Big Brother” durumu yaşanmaktadır. Bunun için faşist bir dünyanın yönettiği gücün insanlara Prozium adlı ilacı-hayır, mavi ya da kırmızı değil- vermesi gerekmektedir. Duygusal olarak hissetmeyi engelleyen bu ilaç ve bunu almayı reddeden, hisseden grup denetim altında tutulmak istenmektedir. Bu denetim rahipler tarafından takip edilmektedir ki orada karşımıza Christian Bale, Sean Bean ve Taye Diggs abilerimiz karşımıza çıkmaktadır. Her rolün altından büyük fiziksel değişimler sonucu kalkan Christian Bale, bu sefer karşımıza fit, savaşan, soluk tenli bir rahip olarak çıkıyor. Sean Bean ise akıllardaki “Acaba bu sefer de ölecek mi?” düşünceleriyle bir gerilim yaşatsa da filmi izlemeyenler için bu bilgiyi vermeyeceğim ki kendisi ve Taye Diggs filmde Christian Bale'in rahip ortakları olarak bulunuyorlar. Kadın aktris olarak duru ve hırçın bir oyunculukla karşımıza Emily Watson çıkmaktadır ve bana kalırsa filmin soluk efektleri ve gri dünyasına hoş bir renk katmıştır.
Sean Bean ve Christian Bale
Sistem eleştirisine yönelik yapıtta kostümler, mekanlar ve mimikler, tıpkı kurulmak istenen düzen gibi soğuk, donuk ve karanlık. İnsanların hissetmesi sonucu kıskançlık, hırs ve arzu gibi değerlerin dünyayı büyük savaşlara sürekliği görüşündeki iktidarların, bunu aynı tempodaki hissiz bir yaşamla sağlaması filmde işlenen konudur. Hissetme suçu adı altında ölüm cezalarına dahi sürüklenen bir yapıda, hisseden azınlık ve hissiz gücün çatışması, günümüz zamanında ele alınmayan bir başlığa değinmektedir. Sanatın yok edildiği -ki ilk sahnede Da Vinci hayranıysanız “Noluyoorr!?” gibi bir tepki oluşabilir-, insani duyguların insanların elinden alındığı, hiyerarşinin bir tokat gibi yüzünüze çarptığı “İsyan” da iyi seyirler ve hisler dilerim.
Emily Watson
                                                                Fragman için sizi buraya alalım.

Not: Equilibrium kelime olarak 'denge' anlamına gelmektedir ama yine mükemmel bir çeviri ile 'isyan' adı altında ülkemizde yayınlanmıştır. 

  



sentiment_satisfied İfadeler