IMDb: 7,5/10 |
2016 yazı da bitti derken bu yaz
başında beyaz perde de yer almış, komedi ve aksiyonun baskın
olduğu The Nice Guys, Shane Black'in yönettiği -Kiss Kiss Bang
Bang belki bir çağrışım yapabilir- ve Anthony Bagarozzi'yla yazdığı senaryo ile 116 dakikanın su gibi akıp gitmesini
sağladılar. Başrollerde Russell Crowe ve Ryan Gosling'in yer
aldığı filmde yan karakterler ve oyuncular da-Matt Bomer ve
Angourie Rice gibi- kendi tarzları ve rolleriyle bu renkli filmi
bir gökkuşağına dönüştürmeyi başarmışlar.
Film -güldürürken düşünmenizi
sağlamasa da- yüzünüzde bir gülümsemenin olmasını sağlıyor.
Özellikle Ryan Gosling'in alışagelmişin karakterleri dışında
dikkatsiz, çevresinden bihaber ve şapşal rolüyle, kızı
rolündeki Angourie Rice ile bana kalırsa bir Müfettiş Gaddet ve
yeğeni Penny gibi bir ikili olarak komedinin etkili faktörü
oluyorlar. Russell Crowe ise kendinden beklenilen bir eda ile
ağırbaşlı ve işinde profesyonel olan birini canlandırıyor ki
aksiyon sahnelerinde daha ön planda olduğu söylenilebilinir.
Kariyerlerinde bu kadar başarılı iki oyuncunun aralarındaki tatlı
atışmalar ve diyaloglar filmin sürükleyici olmasını sağlayan
etkenlerden biri oluyor. Filmin başlangıcı itibari ile çıplaklığın
bir mizah unsuru olarak kullanıldığı eserde, ölü/kayıp bir
porno yıldızının bu iki dedektif tarafından aranması işleniyor.
Anlık komedinin aksiyonla birleştiği filmde 1977 Los Angeles'ında
Grand Budapest Hotel'indeki renklerin canlılığını da yer
yer bulmak mümkün oluyor. Mekanların ve kostümlerin zamanına
uygun işlenmiş olması da gözlerden kaçmayan bir detay olarak yer
buluyor. İzlerken benimde bir şekilde not aldığım ve
araştırırken de izleyenlere aynı havayı katmış olduğunu
gördüğüm, Pulp Fiction ve Leon benzetmelerini
yazmasam olmazdı diye düşünüyorum. Ortada bulunan bir suç
olduğuna göre iyi ve kötü tarafın bulunması da abes kaçmasa
gerek. Bizim iyi çocukların kötüleri yakalaması gereken yerde
kaçması veya korkması bu ikiliyi süper kahraman olmaktan
alıkoyuyor. Zaten her dakika karşımıza çıkan, uçan, gözünden
ateş çıkaran, yok efendim ben tek siz hepiniz gibi karakterlerden
sonra daha bizden, canı acıyabilen, etten kemikten, korkuyu
hissedebilen “kahramanların” süper olmasını beklemesek de
sonunda süper işler çıkarabildiklerini görüyoruz.
Angourie Rice |
Beylerin yakışıklılığı ve
hanımefendilerin güzelliği adeta “Böyle değilseniz castte yer
alamazsınız!” kuralı olduğunu düşünmemize neden veriyor-ki
bizce bir sakınca yok zaten izliyoruz. Bazı yoklukların olmasına rağmen güzel bir filmin varlığını hissedebileceğinize inanıyorum. Aksiyon ve kara mizahın
başarılı bir karması olan filmde siz de iyi olursanız bir gün
sizin de karşınıza iyi çocuklar çıkabilir, kim bilir? İyi
seyirler efendim. Fragman için buraya bakmanız yeterlidir.
Not: Filmin ikincisi gelebilir gibi
gibi. IMDb de bununla ilgili bir bilgi henüz yer almasa da son
sahnelerde ilerisi için bir yeşil ışık seziliyor.